2014 yılı oldukça zor bir yıl oldu kamu sektörü için çalışan firmalar açısından. Biz Kronos olarak spor, bilişim, enerji ve savunma alanındaki projelerimize devam ettik. Bu dönemde entegre projelerin haricinde, enerji verimliliğini arttırmayı hedefleyen Enerji Yönetim Sistemi yazılımları, sportif izleme ve değerlendirme yazılımları gibi ürünler kattık ürün ailemize. Proje kısırlığı olan bu dönemde ürünleşme ve uluslararası kamu çözümleri geliştirme konularında yatırımlar yaptık. 2015 yılında şirketimizin kamu için geliştirdiği çözümleri başta Türki Cumhuriyetler olmak üzere yurtdışına taşımayı hedefledik. Bu coğrafyadaki önemli bir ihtiyacı karşıladığımız gibi, Türkiye’de biriktirdiğimiz 20 yıllık tecrübe ve çözüm geliştirme uzmanlığımızı paylaşma şansı bulduk. Bilişim alanında olduğu kadar spor ve savunma sektörlerinde de dünya çapında akredite olmuş ürün ve hizmetler sunmakta olduğumuzdan tüm uluslararası etkinliklerin aranan firması haline geldik. Şu anda Kazakistan, Azerbeycan ve Türkmenistan’da başlamış olan ya da devam eden projelerimizin teknoloji ihracatı açısından ülkemize önemli katkılar sağlayacağı inancındayız.

Bizim Kamu’ya sektördeki firmalara göre çok farklı bir yaklaşımımız var.

Biz Türkiye’de Kamu sektörüne ürettiğimiz çözümlerden para kazanmayı hedeflemiyoruz. Ülkemizde yetkinliklerimiz doğrultusunda kamuda işler alıp, maliyeti seviyesinde bedellerle hayata geçirerek mutlu oluyoruz. Amacımız bu süreçte ürettiklerimizi yurtdışı projelerde değerlendirerek kar etmek. Böylece hem kamu kazanıyor hem de biz. “Değer Katmak” bizim için en önemli motto. Şirket logomuzun altındaki sloganımız bunun göstergesi: “Zaman Yaratır, Değer Katar”. Öncelikle Kronos olarak çözüm üretmediğimiz hiçbir Kamu işine girmiyoruz. Yani sadece donanım al‐sat gibi projelerde bizi göremezsiniz. Elbette bu da önemli bir ihtiyaç ve bu alanda önemli projeler var ancak bu bizim çalışma alanımıza girmiyor.

Bizim projelerimizde mutlaka içinde “yazılım geliştirme” hizmetleri yer almalı ve ihtiyaca özel bir geliştirme yapmalıyız. Sektör tecrübeme dayanarak söylüyorum kamuda o kadar çok işletilemeyen yazılım projesi var ki harcanan zaman, emek ve kaynak açısından çok yazık. Bazıları yarım kaldığından, bazıları hayata geçmiş ama yanlış‐eksik analiz nedeniyle kullanılmıyor ya da daha kullanıma geçemeden teknolojisi eskidiğinden verimli kullanılamıyor. Bunun en kötü tarafı bu durumda olan projeler sıfırdan tekrar tekrar satın alınıyor ve bir sorunun çözüm maliyeti iki ya da üç kez ödenmek zorunda kalınıyor. Bu noktada bizim yaklaşımımız; şartnamelerde belirtilsin ya da belirtilmesin, standartlara bağlı geliştirme yöntemlerimizle sadece çözüm üreten değil çözümü yaşatan bir yaklaşımdır. Bir bilgi sisteminin sürdürülebilir ve genişleyebilir olması yani yaşayan bir yapı olarak üretilmesi kamu projelerindeki en büyük katma değerimizdir.

Hiç kuşkusuz çok önemli. Teknoloji hayatımızın her noktasında işlerimizi hızlandırmak ve verimliliği arttırmak için var. Eğer bunu iyi yönetemezsek hem istediğimiz verimliliğe ulaşamayız hem de kaynak israfı yapmış oluruz. Bilgi teknolojilerini etkin ve verimli kullanmanın anahtarı da iyi yönetimdir. Kamudaki bilgi işlem birimlerindeki yetkinliğin arttırılması ve kadrolarında sürekliliğin sağlanması öncelikli gereksinimlerden bence. Ayrıca kamu BT projelerini kendisi yapmaya çalışmamalı diye düşünüyorum yani tekerleği baştan icat etmemeli. İşlerini uzman firmalarla “outsource” yöntemiyle çözmeli. Zaten birçok kamu kurumu böyle yapıyor ama bu bir kültür olmalı, zira yazılım evi gibi çalışan kurumlar da var. Bence kamu BT Yönetimi ve BT Gereksinim analizi konularında yetkinliğini en üst düzeye çıkarmalıdır. Çünkü doğru ihtiyaç belirleme ve doğru satın alma kamunun en önemli sorumluluğudur.